İran'da 2017'den bu yana halk ayaklanmalarının sayısında net bir artış var. Ancak böyle bir artış sadece niceliksel özelliklere sahip değil, aynı zamanda sosyal olarak farklı değişim süreçlerinin var olduğunu da gösteriyor. Devrimden bu yana İran toplumu, son on yılda farklı çelişkilerin patlak verdiği bir toplum haline geldi. Sınıf ayrımı, cinsiyet ve etnik ayrımcılıktan kaynaklanan durum, İran toplumunu farklı bir çatışma alanına dönüştürdü. Bu bağlamda İran halkı İslamcı yöneticilere karşı çıkarak ülkenin farklı bölgelerinde protestolarını gerçekleştirdi. Bu esnada, İran devleti de bu protestolar doğrultusunda baskı politikalarını geliştirdi. Bu atölyede, İran'daki kentli yoksulların ve işçi sınıfının önderlik ettiği son protesto dalgaları sosyolojik bir perspektiften analiz edilecek. Bu bağlamda 1979 Devrimi'nden sonraki yıllarda ortaya çıkan krizler ve toplumsal hareketlerin bu krizlere tepkileri tartışılacaktır. Bu çerçevede bazı soruları cevaplamaya çalışacağız. İran devriminden sonra kentsel yoksulluk nasıl gelişti? Hangi bileşenlerden oluşur? Siyasi bir güç olarak kentli yoksulların durumu nedir? İran işçi sınıfının mücadeleleri son yıllarda nasıl gelişti? Sınıf, cinsiyet ve etnik ayrımcılığın kesişimi toplumsal hareketleri nasıl etkiledi? Toplumsal hareketlerin kazanımları veya yenilgileri nelerdir? Bu sorulara verdiğimiz cevaplar bize İran'daki halk ayaklanmalarının doğasını, etkilerini ve çelişkilerini bir dereceye kadar gösteriyor.

Bu atölyede, emek süreçlerinin farklılaşan yüzlerini, emekçilerin direniş ve örgütlenme pratikleriyle örülü siyasal ve toplumsal mücadelelerini sinemanın çizdiği gerçeklik kurgusu üzerinden sizlerle beraber ele almayı istiyoruz.

Son 50 yılda kapitalizm, hayatımızda kuşatmadığı bir alan bırakmamak amacıyla tüm yaşam alanlarını metalaştırıyor. Dolayısıyla daha önce kendi hayatlarımız üzerine daha fazla yetki sahibi iken artık hayatın tüm alanlarında, hatta uykularımızda bile kapitalizmin etkisini hissediyoruz, ondan kaçamıyoruz. Kapitalizm bunu nasıl yapıyor? Elbette buna çok farklı cevaplar verilebilir ancak burada sözünü edeceğimiz çerçeve açısından metalaşmayı derinleştirerek yaptığını öne sürebiliriz. Meta ilişkilerinin hayatı kuşatması eskiden metalaşmamış alanların metalaşması şeklinde ilerlerken bir başka çerçevede yeni meta ilişkilerini ortaya çıkarıyor. Bu atölyede de bunu, yani dijitalleşmenin kapitalizm için ne tür sömürü alanları çıkardığını sorgulayarak araştıracağız. Bunun için de özellikle dijital emek ve bilişsel kapitalizm kavramlarını ve içeriklerini soruşturarak atölyemize başlayacağız. Yapay zeka ve büyük veriyi de yine meta ve sömürü ilişkileri bağlamında işleyeceğiz, En son ders ise sosyal medya kavramını soruşturacağız.

- Teacher: Fuat Özdinç
Bu derste kadın emeğini çeşitli veçheleriyle ele alacağız. Feminist araştırmalarla kapitalizmin Marksist eleştirisinin öncülüğünde, kadınların ücretli ve ücretsiz–karşılıksız- emek süreçlerini özgül karakteristikleriyle inceleyeceğiz.

Bu atölyede Covid-19 pandemisinin emek üzerinde yarattığı etkilerin farklı boyutlarıyla değerlendirilmesinin yanısıra pandemiyle birlikte hızlanan ya da ortaya çıkan dinamiklerin emeğin geleceğini nasıl şekillendirebileceği üzerine birlikte tartışmak hedeflenmektedir.
