Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de  iç ve dış göçlerin artmasıyla birlikte, farklı ulusal ve etnik kökenlerden çok kültürlü bir nispi artı nüfus meydana gelmiştir.   Nispi artı nüfus, bir yandan güvencesiz ve ucuz iş gücü haline gelirken, bir yandan da toplumsal dışlanma ile birlikte kendi geçim çarelerini enformel sektörde oluşturmaktadır.

     Nispi artı nüfustan kaynaklı ucuz iş gücünün artması toplumsal çatışmaları körükleyerek toplumsal alanda ötekileştirmeye ivme kazandırmış ve maddi çıkarlardan kaynaklı çatışmaları gizleyen demagojik propagandayı ön plana geçirmiştir. Medyanın yalan haberlerinin yanında yeni medyanın kullanıcıya sağladığı olanakların da, defolu ideolojilerin gündelik hayatın içinde yeniden üretimini arttırdığı görülmektedir. Bu durum da toplumu ırkçılık ve etnik ayrımcılık temelli defolu ideolojilere inanmaya ve bu ideolojilerin ürettiği propagandayı yaymaya açık hale getirmektedir.
    Atölye çalışmasında; göç ve kentsel yoksulluk sınıf analizi yöntemiyle ele alınarak, iş gücünün etnikleşmesi bağlamında oluşan artı-nüfus, toplumsal çatışmalar, defolu ideolojiler ve bu ideolojilerle yayılan  propaganda ile yalan haberlerin toplumsal etkileri görsel örnekler üzerinden tartışılacaktır.


Türkiye farklı dillerin konuşulduğu, farklı ulusal, kültürel ve dinsel grupların bulunduğu bir ülke. Etnik ve ulusal kimlikler, insanların günlük hayatlarını etkileyen güçlü etiketlerdir. Bu atölye, etnisite ve milliyetçiliğe dair ortak bir eleştirel kavrayış geliştirmeyi hedeflemektedir. Antropoloji ve siyaset bilimi alanlarında etnik kimlik ve milliyetçilik kavramlarına yönelik çeşitli kuramsal yaklaşımlar çerçevesinde etnik gurur ve milliyetçilik, etnik ve ulusal kimlikler ve bu kimliklerin inşa süreçleri, ulus inşası süreçleri gibi konular üzerinde durulacaktır. Toplam 8 haftalık programın ilk 4 haftasında ağırlıklı olarak antropolojik bir bakış açısıyla etnisite konusu ele alınacak, sonraki 4 haftada siyaset bilimi bakış açısından milliyetçilik konusuna odaklanılacaktır.